Arkadaşlığın Yanlış Bilinenleri

 - Bazen insan en sevdikleri dahil kimseyle görüşmek istemez. Bu bir sevmeme göstergesi değildir.

- Bazen biri senle görüşmek ister ama seni onca işin arasına sıkıştırmak istemez, rahat olduğu bir vakti bekliyor olabilir. Bu seni özlemediği anlamına gelmez.

- Bazı günler biri için "En Önemli" şey sen değilsindir. Bu hiç önceliğin olmadığı anlamına gelmez. Ha eğer, öncelik senin en zor anında dahi sen değilsen... Bazen insanlar uyuşamayabilirler. Herkesle arkadaş olmak ya da arkadaş kalmak zorunda değiliz.

- Herkesin sevgisini gösterme şekli ve sevildiğini anlama şekli aynı değildir. Kimi için özel günlerinin önemsenmesi sevgi göstergesidir, kimi için özel gün diye bir kavram bile yoktur. Kimi sevildiğini duymak ister, kimi sadece görse yeter. Kimi için en önemli şey birlikte çok vakit geçirmektir, kimi için sadece önemli anlarda bir arada olmak yeter. Herkes bizim gibi olmak, bizim anlayışımıza uymak zorunda değildir. Sen herkesin arkadaşlık anlayışına uymaya çalışıyorsan ve başkalarından da bunu bekliyorsan, burada sorun başkalarında değil, senin kendini uydurmaya çalışma çabanda ve beklentindedir. Tekrar ediyorum: Herkesle arkadaş olamayız. Her arkadaşımızla da sonsuza dek arkadaş kalamayabiliriz. 

- Arkadaşlıklarda alma-verme dengesi önemlidir. Aldığından çok veriyorsan orada arkadaşlık etmiyorsundur, bir boşluğunu doldurmaya, sevilmeye çalışıyorsundur. Çok çaba harcamadan sevilme ihtimalin olmadığını mı düşünüyorsun? Bunun üstünde çalışman gerekli. Yahut sürekli almak istiyor, hiç vermek istemiyorsan orada da bir dengesizlik var. Hep sen çok yoğun, hep sen çok zorda olamazsın zira. Hep senin yaşadıkların çok önemli olamaz. Öyle olduğunu düşünüyorsan, orada da kendi yaşantına ve kendine bir bakmakta fayda var.

- Arkadaşlar her daim, hemen birbirlerine her şeylerini anlatmayabilirler. Bir insanın birden fazla arkadaşı olabilir, sana anlatılmayan başkasına anlatılabilir. Bazı şeyler sana sonradan anlatılabilir. Bunu bir arkadaşlıkölçer olarak kullanmak, yetişkin ilişkilerinde mantıklı değildir. 

- Dedikodu, arkadan kötü konuşmak, sizinle paylaşılan sırrı başkalarına anlatmak iyi özellikler değillerdir. Bunları yapıyorsanız, bunlar bir ara ortaya çıkar. Bunu siz bilmeyebilirsiniz, ama bu insanların sizden soğuma/uzaklaşma sebebi olabilir. Bir olay anlatmakla dedikodu arasındaki farkı henüz ayırt edemiyorsanız, "Bunu anlattığımı konu içindeki kişiler öğrendiğinde ne olur?" diye düşünün. Emin olamıyorsanız, olayda adı geçen kişilerden önden izin alın bu konu hakkında konuşmak üstüne. Sizin için önemsiz ve anlatılabilir bir konu, bir başkası için anlatılmaması gereken/özel bir konu olabilir.

- Arkadaşlığın derinliğini her zaman arkadaşlığın süresi belirlemez. Bazen bazı insanlarla belli aynılıklar dolayısıyla daha derin, sıkı ilişkileri daha hızlı kurabiliriz. Tanıdığınız herkesle çok sıkı fıkı olmanız, "Dost" olmanız beklenmez. Her tanıdık "arkadaş" da değildir. Bazısı sadece okuldan, işten, mahalleden tanıdığınız biridir. Bazısı, özellikle belirli süreleri ve konuları kendi isteğinizle karşılıklı paylaştığınız kişiler, arkadaşınızdır.  Ayrıca bazı dönemlerde biriyle arkadaşlığınız çok sıkıyken, yer yer gevşeyebilir. 

- Bir insan, çok yakınınız dahi olsa, her düşündüğünü, her hissettiğini, her yaptığını sizinle paylaşmak zorunda değildir. Paylaşsın diye onu zorlamak mantıklı ya da sevgi dolu bir hareket olmaz. (Seni seviyorum ondan merak ediyorum diye bir şey yok.) Bunun üstüne, sizden istenmediği sürece, özellikle olumsuz yorumlar yapmak, durum hakkında fikir beyan etmek, karşınızdakine ne hissetmesi ya da yapması gerektiğini söylemek üsttenciliktir. Arkadaşlıkta İSTENDİĞİNDE yardımcı olmak, onun dışında da DİNLEMEK ve ANLAYIŞ göstermek daha uygun olur. 

Yorumlar